YAZAR ADNAN KÖSE İLE RÖPORTAJ
Merhaba sevgili okuyucular
Gazeteci – Yazar Adnan Köse’nin çıkarmış olduğu 7.kitabı Bayraktepe’den Görünenler kısa sürede bayağı rağbet gördü. Ve bizde sayın Köse ile samimi bir havada sohbet yapma fırsatını bulduk.
Sevgili Adnan Köse Beyefendiyi biraz yakından tanımak için kendisine bir takım sorular sordum .Ve kendilerinden çok önemli bilgiler edindim.Sizleri sıkmamak ve daha fazla bekletmemek için hemen sohbetimiz içindeki soru – cevap diyaloglarımızı sizlere sunmak isterim.
Merhaba Sayın Köse
Öncelikle yeni Gazeteniz ve yeni kitabınız hayırlı uğurlu olsun.
- Teşekkür ederim sevgili Sezer.
- Sayın KÖSE , biliyorum ki bu aralar kendinize bile vakit ayıramıyorsunuz malum yeni kitabınızı çıkardınız ayrıca gazetenin baskısı , gazeteye haber eklediğinizden dolayı hiç boş vaktiniz yok bu yüzden hemen konuya girmek istiyorum.
Efendim siz yedi kitabı olan, uluslar arası bir gazetenin Türkiye Baş temsilciliğini yürüten ve ilçemizde ‘’ Gazete Bayrak’’ gazetesini çıkaran birisiniz.
Adnan KÖSE kimdir?
Sevgili Çalışkanoğ öncelikle böyle bir röportajı düşündüğünüz için teşekkür ederim. Adnan Köse’nin kim olduğunu sadece siz değil Hendek’teki vatandaşlarımız da merak ediyor.
Adnan KÖSE kitaplarımda kullandığım MAHLAS ismimdir. Gerçek adım Nedrettin Adnan KÜÇÜKKÖSE’dir.
Bürokrat bir babanın beş çocuğunun en küçüğüyüm. 03.03.1959 yılında Lüleburgaz’da doğdum. İlk, orta ve Lise tahsilimi Lüleburgaz’da tamamladım. Kepirtepe Eğitim Enstitüsünden 1979 yılında mezun oldum. Hiç öğretmenlik yapmadım. İş hayatına Gazete Sahibi olarak atıldım. 1983 yılında demokrasiye geçiş dönemimde ANAP’ın kuruluşunda yer aldım.
1983-1999 yılları arası, 17 yıl aktif siyaset ve gazeteciliği birlikte yürüttüm.
1999 yılında aktif siyaset ve gazeteciliği bırakarak Adapazarı’na yerleştim. Ve kitap yazmaya başladım. Genel de Türkçe, eğitim, psikoloji, maneviyat, önceliğimdir.
Gazetecilik mesleğime Almanya’da yayın yapan Türkhaber Gazetesi ile geri döndüm. 2 aydır da Hendek İlçemizde ‘’ Gazete Bayrak ‘’ gazetesini çıkarmaya başladım.
- İyi ki Hendek’e gelip bu gazeteyi burada çıkardınız. Size tekrar Hendek’e kattığınız ve katacak olduğunuz kültürel faaliyetler açısından teşekkür ederim .Sevgili Hocam hemen 2.sorumu sormak istiyorum, neden İstanbul, Ankara, İzmir değil de Hendek?
Hendek’te sizi cezbeden nedir?
Güzel bir soru. Hendek ilçemizle tanışmam 1981 yılı oldu. Boşandığım eşim Hendek kökenli idi, beni bu ilçemize akrabaları ile tanıştırmak için getirmişlerdi. O zaman Hendek büyük bir köy görünümünde idi. İkinci gelişim 1984 yılı idi, eşim hanımefendinin anneannesi vefat etmişti ve Hendek mezarlığına defnetmiştik. O zaman Hendek mezarlığına hayran kalmıştım. Lüleburgaz’da da yeni bir mezarlık yeri tahsis edilmişti o günün Belediye Başkanı Dr..Ahmet Sezal ÖZBEK’e giderek bu ilçemize gelmesini ve mezarlığı mutlaka görmesini istemiş Lüleburgaz mezarlığının da bu şekilde olmasını arzu etmiştim. Üçüncü gelişim bu sefer de cenaze içindi ve Hendek mezarlığı ile başbaşaydım, kayınpederim Faik Bey vefat etmiş vasiyeti üzerine Hendek mezarlığına defnetmiştik.
1981 – 1993 bu on iki yıl içinde Hendek’ten bende kalan tek iz. Hendek mezarlığı idi.
2000 yılında Adapazarı’na yerleştikten sonra bu ilçemize gelmeye başladım. Hele kitaplarım çıkmaya başladıktan sonra daha sık geliyordum. Adapazarı’nda dört kitap yazmıştım ve senelerin yorgunluğu üzerimde idi. Sadece senede bir kitap yazıyordum, daha sonra devreye Türkhaber Gazetesi girdi ve hafta da bir gün köşe yazısı yazmaya başladım. Karasu da deniz olması beni cezbetmişti. Sahilde yaşamaya başladım.
Karasu’da da eğitim ve kültür adına bir şeyler yaptığıma inanıyorum. Bu arada Hendek’te ki gelişmeler beni hayrete düşürüyordu. Karasu Kaymakamı Dr.İlker GÜNDÜZÖZ’ün İçişleri Bakanlığı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığına tayin olduktan sonra, Karasu’dan ayrılmaya karar verdim ve bir tesadüf sonucu Hendek’te bir gazete boşluğu olduğunu gördüm, bilgi birikimimi aktarmak üzere bu ilçemize yerleşip Gazete Bayrak’ı çıkarmaya başladım.
Sayın ÇALIŞKANOĞ, siz gençsiniz ben elli yaşıma geldim ve bu yaştan sonra insan sessizlik ve huzur arıyor. Ben aradığım bu sessizliği ve huzuru Hendek’te buldum. Büyükşehir de yaşamak zor.
Aslında haklısınız Sayın Köse, büyük şehirlerde gürültü ve patırdı insanları huzursuz edebiliyor.Bu açıdan Hendek gerçekten de isabetli bir tercih olmuş sizin açınızdan.
Efendim malum Gazete Bayrak henüz 9.sayısını çıkarmış bulunmakta ve okuyucularımızı Gazete Bayrak hakkında biraz daha bilgilendirmek istiyorum.
Gazete Bayrak’ın içeriği hakkında bizlere neler söyleyeceksiniz?
Gazete Bayrak öncelikle eğitim ve kültür amaçlıdır. Tabi bunun yanında siyaset ve ülke gündemi de yer alırken, ülkemizin dışarıdan nasıl göründüğünü daha iyi anlayabilmek adına uluslar arası basından köşe yazılarıda yer almaktadır.
İlçemizin çok değerli Müftüsü Sayın Şükrü BALKAN, Dr. Sayın Cahit BİLGİN, Sayın İlknur TOROSLU köşe yazıları ile, siz de şiirlerinizle halkımıza büyük hizmet vermektesiniz. Zaten ‘Gazete Bayrak’ ‘ın künyesinde yazılı olan sahibi ve yazı işleri müdürü Nedrettin Adnan KÜÇÜKKÖSE ismi bir semboldür. Bu gazete sizlerindir. Ben koordinatörlük görevini üstlenmiş durumdayım. Daha önce Lüleburgaz’da çıkardığım gazetede de aynı duruşu sergiledim. Asla ‘’ben ‘’ demedim, hep ‘’biz ‘’ dedim. Bir başarı gelecekse bu hepimizin başarısı olacaktır.
Peki sayın üstadım kitap yazmaya nasıl başladınız?
Ben zengin bir iş adamı idim. 1999 yılında ki krizde çok büyük zarar ettim. Lüleburgaz’dan Adapazarı’na taşındık ve 1.5 yıl hiçbir iş yapmadım. Kendime uygun bir iş bulamayınca anılarımı yazmaya karar verdim. 1983-1999 17 yıl siyaset ve medya patronluğunu birlikte yürüttüm ve büyük mücadeleler verdim. Takdir edersiniz ki bilgi ve belge birikimim kuvvetli idi. İyi bir eğitim de almıştım.
Anılarımı yazmaya başladım. İstanbul’a gittim, bana ‘’ hocam anılarınız bir defa’ya mahsus, siz kendinize bir yol seçin ve o yolda ilerleyin ‘’dediler. Siyasete doymuştum, siyaset yazmamaya karalı idim ve eğitim ağırlıklı olarak yazmaya karar verdim. Bir Kardelen Uğruna isimli kitabımla edebiyat dünyasına ‘’ Merhaba ‘’ dedim.
Sayın KÖSE, yedinci kitabınız yeni çıktı, nasıl bir duygu içindesiniz ve bu yedi kitabın içeriği hakkında bilgi verirmisiniz?
Bir yazarın kitabı çocuğu gibidir. Elinize aldığınız bu kitap öyle aşamalardan geçiyor ki, adeta bir doğum sancısı yaşıyor gibi oluyor insan. Ama kitap matbaadan gelip elinize aldığınız zaman yaşadığınız mutluluğu anlatmaya tarifler yetmez. Bu gün elli kitabı olan bir yazar da her yeni kitabı çıktığın da bu duyguyu yaşar. Sanırım sizde bu duyguyu yaşamıştınız hem de yirmi yaşında. Gelelim sorunuzun ikinci bölümüne;
1- Bir Kardelen Uğruna: Bu kitabımda bir kız çocuğuna duyduğum özlemi yazdım. Bir Kardelen Uğruna üç bölümden oluşmaktadır. A) Platonik aşk, B) Gerçek Aşk, C) Mantıklı Evlilik. Üç aşk hikayesinin yaşanma sebebi bir kız çocuğuna duyulan özlem.
2- Şermin Ay Parçası: Adapazarı’na yerleşince kadını ezilmiş buldum, adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş, bu kitap da Şermin karakteri ile Kadın’ı onere ettim.
3- Buse’nin Mektubu: Bu kitabımda, roman içinde 26 psikolojik mektupla genç kızlarımızı hayata ve evliliğe hazırladım.
4- Adı Ayşegül O Bir Avukat: Lüleburgaz- Adapazarı ve Batman üçgeninde geçmektedir. 6 yaşında bir kız çocuğunu kurgu içinde Avukat yetiştirdiğim, Batman’daki genç kızlarımızın intihar nedenlerini araştırdığım, Deprem döneminde Sakarya Valisi M.Cahit KIRAÇ’ın yaptıklarını anlattığım bir motivasyon kitabım.
5- Chat Çılgınları: Sohbet odalarında iki yıl araştırma yaptığım, sohbet odalarının toplum üzerine etkilerini araştırdığım, bu konuda Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a rapor sunduğum, Sakarya Valisi Sayın Nuri OKUTAN’ın bir gece de okuyup Devlet adına teşekkür ettiği kitabım.
6- Türkhaber’le gazetecilikte 2. dönemim ve Bayraktepe’den Görünenler: Türkhaber Gazetesinde Yazdığım yazılarımı kitap haline getirdiğim kitaplarım.
Sayın Hocam, roman ve makaleleriniz tamam da, şiir yazmaya ne zaman başladınız?
Lise yıllarında şiir yazıyordum. 26 yıl hiç şiir yazmamıştım. Şiir yazmaya 2000 yılında bunalımlı günlerimde yazmaya başladım. Topu topu 30 şiirim var. En son yazdığım şiir 2004 yılında ‘’ Kardan Kadın ‘’. O günden bu güne şiir yazmadım.
Sayın KÖSE, bazı şiirlerinizi okudum ve buram buram aşk kokuyor,özellikle Kardan Kadın adlı şiriinizi çok beğendim. Sizce şiir yazmak mı zor? Roman yazmak mı?
Her alanda çalışmalarınız mevcut o yüzden böyle bir soruyu ancak sizin gibi değişik alanlarda çalışmaları olan yazarlara sorabilirim.
Övgünüz için teşekkür ederim. Aslında her ikisinin de kendine göre zorluğu vardır. Mesela elinizde kitaplarım var. Şermin Ay Parçası isimli kitabım 440 sayfa, ben Şermin’i 45 günde yazdım. Buse’nin Mektubu 300 sayfa 13 günde yazdım. Ayni anda düşünüp ayni anda yazdım bu iki kitabı. Adı Ayşegül O Bir Avukat isimli kitabım için 7 ay stajer avukatlarla birlikte seminerlere katıldım. Batman’daki intihar olaylarını araştırdım ve bir buçuk yılımı aldı.
Şiir yazmak bence daha zor. Yoğun bir duygu yaşamanız lazım. Ben 2004 yılından beri bir duygu yoğunluğu yaşamadım ki şiir yazayım. Şiirlerimi de bir duygu yoğunluğu yaşadığım bunalımlı günlerimde yazdım. O yüzden artık şiir yazamıyorum.
Sayın hocam, Hendek ilçemize yerleşeli 3 ay oldu, önce Gazete Bayrak arkasından Bayraktepe’den Görünenler, şimdi sırada ne var?
Düşündüğüm bazı projeler var tabii ki. İlk önce Türkhaber Gazetesi sahibi Tevfik Beyi bekliyorum. Bayraktepe’ye bir kültür adamı olarak büyük önem veriyorum. Bayraktepe için neler yapabiliriz onun düşünceleri mevcut, ve yeni bir romana başladım. İnşallah Haziran ayına kadar bitirmek istiyorum.
İnternet üzerinde kurduğumuz Hantek Edebiyat Dergisi için düşünceleriniz nelerdir sayın hocam?
Derginizi takip ediyor ve sizi kutluyorum ama bu dergiyi en kısa zamanda yazılı hale getirmenizi bekliyorum. Ve bu konuda benden bir talebiniz olursa seve seve size destek olacağım.
Desteğiniz bile bizi yüreklendiriyor üstadım,
(Bu arada çaylarımızı ve kahvelerimizi ardı ardına yudumluyorduk ve saate baktığımda epeyce sohbet ettiğimizin farkına vardım )
Efendim sohbetimize doyum olmuyor fakat siz de meşkulsunuz,sizi fazla rahatsız etmek istemem son olarak, biz gençlere ne tavsiye de bulunacaksınız?
Bu işin genç’i ihtiyarı olmaz. Siz bir kere başlamışsınız ve başarmışsınız. İlk kitabınızı da çıkarmışsınız.
BAŞLAMAK BAŞARMANIN YARISIDIR.
Durmak yok , yazmaya devam.
Teşekkürler hocam. En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyle.
( Sevgili Adnan Köse Beyefendilere teşekkürlerimizi ettikten sonra bir hatıra fotoğrafı çekilerek huzurlarından ayrıldık.
Bu yoğun trafikte bizlere vakti ayırdığı için kendilerine çok teşekkür ediyorum.)
Sezer ÇALIŞKANOĞ
RÖPORTAJ : Adnan KÖSE ile
Tarih : 25 ŞUBAT 2009